"...
Hakkı hazır bilin demde sırada,
Sonra demeyin ki nerde nerede,
Yedi kişi vardır batında, sırda,
Evrakisi birdir ismi üç gezer.
Yedilere yeten kırklara yeter,
Lahmike lahmi olur birliğe biter,
Üçü evrakini birbirine katar,
Birisin terkeden onmaz boş gezer..."
Alevi inanç öğretisinde birçok konuyu, sırrı anlamanın, öğrenmenin en güzel ve etkili yolu, Hakk kelamı olan nefesleri incelemektir. Büyükdedem Kızıldeli Ocağı Evladı Aşık Ali Dede'nin yazdığı el yazması defterini okurken bu nefes dikkatimi çekti. Birkaç kıtasını uzun süre neme maruz kalması nedeniyle zarar görmüş olsa da yukarıdaki parçası da dahil olmak üzere çoğunluğunu temize çekebildim.
Bu yazıda da bazı temel konuları kavramaya yardımcı olacağını düşündüğüm için, kendi bilgim, görgüm yettiğince incelemeye çalıştım.
Eksikler tamama yazıla...
Derviş Muhammed'in bu nefesini incelerken daha iyi kavranması için kısmen tersten okuyacağım.
Nefesin ilk kıtasında Derviş Muhammed, Alevi inanç öğretisinde bulunan Hakk-Muhammet-Ali üçlemesini, Kureyşan ocağı evladı sevgili Musa Kazım Engin Dede'nin de kitabında bahsettiği Hakk-Âlem-Âdem üçlemesinin sırrını deşifre etmiştir.
Derviş'e göre, Hakk-Muhammet-Ali veya Hakk-Alem-Adem üçlemesi esasen özde varlığın birliğini temsil eder. Ve bir kişi yolun sırr-ı esrarına mazhar oldukça bu öze ulaşacaktır.
Diğer kıtada da 3'lerin, 5'lerin, 7'lerin, 12'lerin, 40'ların aslında o "Bir" in yani Hakk'ın farklı donlarda tezahürü olduğunu, aynı zamanda bu birliğin içine ikilik sokanın; Hakk'ı, âlemden; Âlem'i, Âdem'den ayıranın yolda menzil alamayacağını söyler.
Âşık-ı sadıkların, Rayber'lerin, Pir'lerin, Mürşit'lerin, Hakk yolunun yolcusu erenlerin kelamlarında söylediği gibi Hakk'ın kendisinden, âlem; Âlem'in kendisinden Âdem varolmuştur. Bu yüzden Hakk mevcut olanın kendisidir, evrenin her zerresine nakş'olan odur.
Nefesin başına dönecek olursak Derviş, "Hakkı hazır bilin demde, sırada,/ Sonra demeyin ki nerde nerede." derken şunu söylemektedir: " Ey can sen kendini Hakk'tan; Hakk'ı da kendinden cüda görme, çünkü Hakk sendedir; çünkü Hakk alemde mutlaktır. Gördüğün ağaçta, taşta, çağlayan pınarda, yanan ateşte, Veysel'in sadık yari kara topraktadır."
Son olarak Pir Ali Aksarayi'nin oğlu, Kanuni döneminin radikal sufi tarikatı şeyhi, Enel-Hakk şehidi İsmail Maşuki'nin söylediği gibi:
"İnsan kadimdir; yaratılmamıştır, yaratandır. Her biçimde gözüken o'dur (Hakk'tır). Öyleyse görünen tanrıya tapalım."
Ek Bilgi: Serçeşme dergisinin yayınladığı İsmail Kaygusuz'un "Kalender Çelebi ve Büyük Ayaklanma" kitapçığına ücretsiz erişerek Şeyh Maşuki ve Pir Ali Aksarayi hakkında bilgi edinebilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder